İşte kapitalizm insanlara neler yaptirabileceğinin farkli bir örneği.Çin de imal edilen özgür tibet bayraklari.
Özgür tibeti tellafuz etmeye bile yanaşmayan Çin hükümeti bayrak basilmasi işine karşi çikmiyor gibi görünüyor.
Olimpiyat meşelasi dünyayi gezerken Özgür tibet haykirişlaride sesini daha çok duyuruyor hemde çin mali bayraklarla.Kapitalizm böyle bişey olsa gerek Çin hükümeti kendi tabularini yikamazken çindeki bayrak yapimcilari bu işte para kazanma işine bile başlamiş.
Haberin orjinal ingilizce versiyonu burada Resimde zaten bu haberden alinmiştir.
Saygilar Sevgiler
29 Nisan 2008 Salı
Kapitalizm böyle bişey herhalde.
28 Nisan 2008 Pazartesi
Zenginin mali züğürdün çenesini yorar yada parmaklarini.
Forbes dergisi her sene dünyanin en zengin adamalri diye bir liste bunuda sene başinda yayinladi. Aslinda merak eden bakmiştir.Kim bu adamlar diye hatta aralarinda ismini duymadiğimiz adamalr ve gayet popüler olan adamalrda var mesela emin mehmet karamehemt yada aydin doğan yada nazif zorlu.
Neyse bu listeyi paylaşma nedeni aslinda zengin olnunca popüler olma gibi bir zorunluluğunuzda yok mesela Erman Ilicak kim duydu ismini evli 2 çocuğu olan bir adam 1.7 milyar dollar gibi bir paraya hükmediyor.
Sonuç olarak kise bir sonuç yazisi yazarak noktalayayim. Para şöhret getirmez yada şöhretli olmak parayi geitrmez çok çalişmak ve şanli olmak önemli bir faktör.
Neyse linki burada vereyim.
Saygilar Sevgiler.
20 Nisan 2008 Pazar
Wii işin iyice suyunu çikartti galiba.
Wii tenisti bokstu derken işi iyice entrasan alanlara taşimaya başladi.Strip pole diye bilinen ama Türkçeye çevirirken pekte güzel bir şekilde çevirlemeyen bir icat üzerinde çalişiyorlar entrasan bir icat olacaği kesin.
Amatöre striptizcileri ya da egzotik dansçilari hedefleyen bir ürün olduğunu belirtiyor bu iş üzerinde çalişan şahislar.
BAkalim ne olacak kesin bir olay veya ürünün resmi olursa burada paylaşaciğima emin olun.
HAberin ingilzce versiyonu için burasi
Saygilar sevgiler.
Porsche de terorist saldirilarin hedefi olmuş!!!
1970 Torino oto fuarina terorist saldiralin hedefi olan bu Porsche nin adi Tapiro imiş.Porsche bu model ile daha bir halk arabasi olma çabasinda imiş.
Arabanin geleceğe dönüşüteki de lorean a benzemesinin nedenide dizayn eden kişinin ayni olmasi olduğunuda belirteyim.Giorgetto Giugiaro bu tasarimci amcanin adi merak eden herkes için internette gerçekten fazlasiyla bilgi bulabilir.
Terorist saldirilarin herkesi etkilediğinin küçük bir örneği sadece.Bu modelin seri üretime geçmesi gibi bir çok örnek daha sayilabilir.
Yazinin inglizce versiyonu için burasi
Bu yazi 1 haftalik aradan sonra ilk yazim internet kafenin birinden yaziyorum. klavyesi beni acaip zorladi fazla bişey yazmadan kisa kesmek zorunda kaliyorum.
Saygilar Sevgiler.
16 Nisan 2008 Çarşamba
Deniz suyu seviyesi 2100'de 1,5m yükselecek
15 Nisan 2008 Salı
Vitrin mankeniyle cinsel ilişkiye giren adam
Haberi aynen aktarıyorum.''İngiltere’nin South Yorks bölgesinde 31 yaşındaki bir adam, satın aldığı cansız vitrin mankenini evine götürdü. Adam vitrin mankeniyle cinsel ilişkiye girdi. Ancak ilişki sırasında adamın cinsel organı sıkıştı. Zorlukla mutfağa giden adam cinsel organını vitrin mankeninden kurtarmak için bıçakla da uğraştı ama başaramadı. Adam mecburen itfaiyeyi çağırdı. İtfaiye cinsel organı, vitrin mankeninden kurtardı. Kazazede cansız mankenin "kullanıcı dostu" olmadığını söyleyerek üretici firmayı suçladı. Firma cansız mankenlerine "Sadece vitrin içindir" uyarısı koymaya karar verdi. 3 yıl önce de Amerikalı bir genç sanat galerisindeki cansız mankenle cinsel ilişkiye girmişti.'' Yorumları siz değerli ziyaretçilerimize bırakıyorum:))
Kablo internetin güvenliği artırılıyor.
14 Nisan 2008 Pazartesi
Geyik Candır
bu geyiklerin tamda vodafone'un cepöğrenci tarifesi için çaktırmadan diğer operatörlere atılan sms bedelini 2 kontör ile ücretlendirdiğinin akabinde gelmesi pek iyi olmadı. şu sıralar telefonu konuşmaktan çok mesaj çekme amacıyla kullandığım için cüzdanımın bir köşesine sakladığım ve askerliğim süresince yaklaşık 7 ay kontör yüklemememe rağmen kapanmayan!! emektar avea hattımı takıp 39 kontör karşılığında her yöne beleş ''5yuz'' sms kazandım. ancak bu gün vodafone hattına sahip bir arkadaşla konuşmam icap edip konuşmadan sonra mesajı alınca süprizi öğrendim. ''madem bu geyik sarmadııı hooop başka geyiğe'' diyen cici benden elektrik alamayıp terketmiş. şu aralar konuşmaktan çok mesaj çekiyorum ama bu bedavadan gelen konuşma süresi ile her gün gördüğüm arkadaşımı arayıp bi bardak suyun felsefesini saatlerce yapabilirdim. neyse sağlık olsun.. Geyik candır :)
Karar Vermenin Bilgeliği..
Taoizm öğreticisinin kurucusu olan Lao Tzu'nun müthiş bir hikayesinden bahsetmek istiyorum.. yazının sonunda taoizm ve lao tzu hakkında da ufak bilgiler ve kaynaklar vereceğim.
Köyün birinde ihtiyar bir adam varmış.. Ama bu ihtiyar adamın öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki bu beyaz atın güzelliği kralın kulağına kadar gitmiş.. Daha sonra bu atı gören kral servetinin büyük bir kısmını ata sahip olabilmek için ihtiyara teklif etmiş ama ihtiyar ''o benim için bir hayvandan çok bir arkadaşı temsil ediyor, insan hiç arkadaşını parayla satar mı ?'' demiş ve kralın servetini rettetmiş.. Ancak bir kaç gün sonra ihtiyar adam sabah uyandığında o dillere destan beyaz atın yerinde olmadığını yerinde olmadığını görmüş.. Bunun üzerine köy halkı ihtiyarın yanına giderek ''gördün mü ihtiyar eğer kralın servetini kabul etseydin şu an beş para kazanmadan atının kaçmasına göz yummaz servet içinde yaşardın'' demiş. Ancak ihtiyar köylülere '' atımın şu an yanımda olmadığı doğru ama ondan sonraki söyledikleriniz sizin yorumunuz, karar vermek için bu kadar peşin hükümlü olmayın'' cevabını verince köylülerin alay konusu olmuş. Derken aradan geçen birkaç günlük zaman zarfında o dillere destan güzellikteki at peşine taktığı bir düzine vahşi at ile birlikte ihtiyarın yanına kaçtığı yerden geri dönünce bütün köy halkı şaşkın bir vaziyette ihtiyardan alay ettikleri için özür dilemeye gitmişler '' ihtiyar sen haklı çıktın o atın kaçması senin için şanssızlık değil şansmış baksana artık bir düzine atın oldu'' demişler. Ancak köylülere ''sizde acele karar verme hastalığı var, atımın 12 at ile geri döndüğü doğru ancak bundan sonrasının şans mı şanssızlık mı olduğu sizin yorumunuz'' cevabını verince ihtiyarın akli durumundan şüphe edip tekrar varmışlar köylerine. Bir kaç gün sonra kendisine bakan tek kişi olan çocuğu vahşi atları ehlileştirirken atların birinden düşerek bacağını kırmış. kendisine geçmiş olsun ziyaretine giden köylünün '' ihtiyar yine sen haklı çıktın o atlar sana şans değil şanssızlık getirdi işte sana bakan tek kişi olan çocuğun artık yatalak durumda şimdi eskisindende daha fazla yardıma muhtaç bir durumdasın'' demişler. Bunun üzerine ihtiyar her zamanki bilge kişiliği ile köylülere '' çocuğumun ayağının kırıldığı bir gerçek ama bundan sonrası sizin kararınız'' demiş ve iki kez yanılan köylüler bu sefer hiçbirşey diyemeden ihtiyarın yanından uzaklaşmış. Derken kral savaşın patladığını ve ülkede eli silah tutan bütün gençlerin savaşa katılacağını duyurmuş. ancak bu savaş çok güçlü bir devlet ile yapılacağı için kazanılma ihtimali hemen hemen hiç yokmuş. Köydeki bütün gençler orduya dahil edilmiş.. sadece bir tek ihtiyarın oğlu sakat olduğu için orduya alınmamış.. bunun üzerine ihtiyarın yanına gelen köylüler '' ihtiyar yine sen haklı çıktın senin çocuğun yanında oysa bizimki belki bir daha geri dönmemek üzere yanımızdan ayrıldı meğerse senin çocuğunun ayağının kırılması senin için talihsizlik değil şansmış'' demişler. Bunun üzerine ihtiyar siz yine aynı hastalıktan kendinizi kurtaramayıp acele karar verme hastalığınızı sürdürüyorsunuz evet doğru benim çocuğum yanımda, sizinki askerde ama bunların hangisinin şans ya da şanssızlık olduğunun kararını nasıl verebiliriz ?
Lao Tzu hikayesini şu öğreti ile tamamlamış:
Hayatta hiçbirşey için acele kararlar vermeyin ve bundan kesinlikle kaçının. Karar aklın durması halidir.. Karar verdiğinizde akıl düşünmeyi ve gelişmeyi durdurur.. ancak akıl daima insanı bir karar almaya zorlar.. çünkü gelişme halinde olmak tehlikeli ve huzursuz edicidir. oysa gezi hiçbir zaman bitmez.. Hayatta bir yol biter başka bir yol başlar, bir kapı kapanır başka bir kapı açılır.. Bir hedefe ulaşırsanız hayal dahi edemeyeceğiniz daha büyük bir hedefin hemen yanı başınızda olduğunu görürsünüz
Lao Tzu ve toizm öğretisi : Çinde ve korede oldukça yaygın olan taoizm felsefesi ve öğretisinin kurucusudur. Kurduğu felsefe iyiliğe iyilikle olduğu kadar kötülüğe dahi aynı şekilde iyilikle karşılık vermeyi öngörür ki böylece dünyada iyilik kavramının yaygınlaşması ve kötülükle özdeşleşecek her türlü kavramın iyilik değerleri altında ezilmesi ister istemez gerçekleşicektir. Genel olarak ve ahlaki bazda kabul görmüş merhamet, sevgi, mütevazilik, kibirden uzak kalma gibi kavramlar bu öğretinin temel prensiplerindendir. daha fazla bilgi için:
http://dunyadinleri.com/taoizm.html
12 Nisan 2008 Cumartesi
Bana pezevenk dedi !!
Tabiiki kompela diyince akıllara gelen ilk şey ''bana pizivink dedi'' repliğiydi. şu an ismini hatırlayamadığım bir futbolcunun maç içinde kendisine söylediği bu sözü uzatılan mikrofonlara ayan beyan canlı yayında söylemişti ki bu sözü ile türk televizyonlarında yeni bir kompela efsanesinin doğuşunu sağlamıştı. hatta hakan şükür'ün ''arkadaş arkadaşın kompelasıdır'' vecizesinin malzemesi olmaktan da kurtulamamıştı.
Sonraki yıllarda mercedes kaçakçılığı yapan bir şebekenin üyesi olmakla suçlanan kompela sınır dışı edilmiş, türkiye'ye son sözü olarak ''geri döneceğim'' mesajı vererek ülkemize veda etmiş ve yuvasına geri dönmüştü. Hiç şüphe yok ki kendisi türk futbolunun en sempatik yabancı futbolcularındandı.
11 Nisan 2008 Cuma
Charles Gaines
Aslında potansiyeli son derece fazla olan bir oyuncu ki bunu kolejde formasını giydiği southern miss golden eagles takımında zaten açık bir şekilde göstermişti kendisi ve her geçen sene mevcut yeteneklerinin üstüne bir taş daha koyup bunu istatistiklerine de yansıttı. Hele hele takımının formasını giydiği son senesinde 15.4'lük bir sayı ortalamasıyla oynaması onu ne olursa olsun nba'in renkli dünyasına sürüklemesi gereken bir ortalamaydı. Ancak formasını giydiği Southern Miss Golden Eagles takımının pek popüler ve göz önünde bir takım olmaması sebebiyle gaines'in yolu nba'e değil, avrupa'ya düştü.
İlk sezon formasını giydiği fransız asvel'de 13.6 sayı ortalaması ve 8.1 ribaund ortalamasıyla oynayan gaines daha sonraki sezon ispanya'nın joventude badallona takımına transfer olmuş ve burda da 11.1 sayı 7.8 ribaund ortalamasıyla oynamıştı.
Bundan sonraki macerasını kendi ağzından anlatmak gerekirse ispanya'da özellikle spektaküler smaçları ve renkli kişiliği ile taraftarlar arasında da çok sevilen gaines ücretinde artış ister ancak bu talebi badalona yönetimi tarafından rettetilip yerine yeni bir amerikalı ile anlaşıldığı haberi kulağına gelince takımla ilişkiyi kesme kararı alır hatta daha sonra badalona yönetiminin ''tekrar görüşelim'' talebini bile geri çevirir. tam bu sıralarda galatasaray koçu murat özyer'in kendisini çok istediğini duyunca hiç düşünmeden galatasaray'ın yolunu tutar.
Galatasaray resmi sitesine verdiği röportajda gençliğinde çok serseri biri olduğunu, devamlı olarak kavgaya belaya bulaştığını bu sebepten ailesinin kendisini kiliseye ve dine yöneltmek istediğini anlatan charles gaines 11 yaşında basketbolla tanıştığını ve basketbolda kendisi için en önemli kriterin ''para'' olduğunu profosyonelce açıklamıştır. Zaten geçen sezon parasını az bulduğu için badalona'dan ayrılan gaines'in taraftarlarca çok sevilmesine rağmen gelecek sezon galatasaray'da kalması konusunda ümitsizim. Ha bir mucize gerçekleşir galatasaray basketbol yönetimi adama hakketiği parayı verir ve kalırsa bize de bu çok sevdiğimiz basketbolcuyu, müthiş smaçlarını bir sezon daha keyifle izlemek düşer.
Maçu Piçu (Machu Picchu) İnkalarin Antik şehri.
İnkalarin kayip antik şehri macu piçu benim her zaman gitmek istediğim yerlerden biridir.Şehri hakkinda bilgi almak için sizi wikipedia sayfasina yönledireceğim genel bilgileri oradan alabilirsiniz.
Maçu piçu wikipedia sayfasi.
Benim demek istediğim şey bu ufak latin amerika ülkesinin bu antik yapiyi nasil ünlü hale getirdiği hakkinda ve korunmasi konusunda bir iki bişey söylemek istiyorum.
Benzer şeyler ülkemizdede var mesela aynen macu piçu gibi dünya mirasi listesinde olan kapadokya acab biz kapadokyayi burasi kadar koruyabiliyormuyuz.Muhtemel cevap hayir oalcaktir.ya da nemrut neden bu tarz şeylere biraz dikakt etmiyoruz tabi kesinkile eğitim sistemizilede alakli.
Yani Maçu piçu korunmasi için turist sayisini bile düşürmeyi göze almiş peki biz ne yaptik dizi çekildi diye teyzeler doluşup otobüslere gittiler.Neyse ki teyzeler Peribaçalari ile ilgili değildi de pek bir karişiklik çikmadi.Onlarin derdi asmali konakta özcan deniz nurgül yeşilçayi nerede öpti orada bir resim çekilelim derdiyle ilgiliydi.
Neyse fazla bişeyler konuşmayayimda Maçu piçunun resmi sitesinide vereyim.Gerçekten çok güzel bir site gitmeden gitmiş gibi olabilecğiniz 360 derecelik görüntülerle dolu güzel bir site.
Maçu picu 360
Not:sanirim kapadokyanin böyle siteleri yok buda aslinda bir yazi konusu ama uzatmayalim bu konulari büyükler daha iyi bilir.
Bir not daha:Bir hafta aradan sonra tekrar görüşmek dileğiyle.Yıllık izine çikiyorum:D
Saygilar Sevgiler.
10 Nisan 2008 Perşembe
Seks bağimlisi kadin facebook üzerinden taniştiği 50 erkekle yatmiş.
Evet yanliş okumadiniz İngiliz bir kadin facebook üzerinden "i need sex" diye bir grup kurarak bu amacina ulaşmiş.
Grubu kurduktan 10 dakika sonra 35 üyesi olmuş ve 100 üyeye ulaşinca bu üyelerden 50 tanesini seçim bunlarla beraber olmuş.
Laura Michaels isimli kadin 23 yaşinda ve yaşadiklarini şöyle anlatmiş "bunun riskli olduğunu biliyorum ama heyecanli olan tarafida burasi".yaptiklarindan pişman olmadiğini söyleyen genç kadin grubu kapattiğini belirtiyor.
Haberin ingilizce versiyonu için buraya tiklayiniz.
Saygilar Sevgiler
Kobe ayakkabi tanitimi için Aston Martin'in üstünden zipliyor
Yukaridakileri yazdim ama tabiki bu yazdiklarim fake.Ama fake olduğunu anlamak için biraz dikkatlice seyretmek lazim yanindaki basketcide Ronny Turiaf aslinda Ronny turiaf hikayeside çok ilgi çekici onuda ilerleyen günlerde yazmak isterim.
Kobe nin nasil bir star olduğuna değinmeye gerek yok sadece burada oyuncuşuğununda fena olmadiğina dikkat çekme istiyorum ve videonun linkinide burada veriyorum.Entrasan ve ilgi çekici bir video firmalarin Kobe nin şöhretini nasil kullandiğinin açik bir göstergesi bu video ayakkabida fena değil yanliz.
Saygilar Sevgiler
9 Nisan 2008 Çarşamba
İngilizlerde en az bizim kadar korsanmiş
İngilizler üşenmemiş anket yapmiş ve herkesin zaten bildiği bir cevabi dillendirmişler.Hatta veriler dayanarak kanitlamişlar diyelim.
Anket konusu müzik korsanliği mp3 download üzerineymiş.1500 küsür gence yapilan bir anketmiş bu.Gençlerin yaş araliğida 18-24 müş.(Sanki aralik değişse sonuç değişecek mi o ayri bir konu tabi ki)
Sonuç olarak gençlerin %95 korsan olarak mp3 indirdikleri ortaya çikmiş.Sanki kimse bunu bilmiyordu ya hadi neyse.Asil entrasan olan cd ye veya kasetepara vermeye kiyamayan ingiliz gençleri iyi paralar verip mp3 çalar aliyorlarmiş.
Bir iki bişey söyleyeyip bu yaziyida bitireyim eğer alim gücü bizim insanalrimiza göre daha yüksek olan ingiliz vatandaşlari bile %95 gibi bir oranla korsan müziğe yöneliyorsa Türk insanin yönelmesini engellemek gayet zor olur bunuda belirtmek istiyorum.Zaten bilinçli dinleyici parasini verip cd sini alir kimse kasmasin böyle bu iş devam edecek.Bir iki bişey söyleyecektim uzadi neyse bu kadar.
haberin orjinal linki burada
Saygilar Sevgiler
Wii xbox da ps3 ü de geçti.
Sony 2007 de dünya çapinda 9 milyon ps3 satmiş.Microsoft 9,5 milyon tane xbox 360 satmiş.Nintendo ise 18,5 milyon adet satiş yapmiş.Mart ayina gelindiğde ise bu rakamlar 11,2 milyon xbox ,12,5 milyon ps3 ve 23 milyon wii satilmiş.
Peki bu satiş rakamlari neden böyle olmuş benim fikrim şu playstation un mod chipleri yada bilinen adi ile korsan oyunlari oynatabilme olayinin gerçekleşmemesi satişlarini etkiledi.Xbox ise bir türlü önceki modelinde ki sorun çikartma mirasinin etkileri üstünden atamadi bu iz üstünde kaldi.
Peki wii neden bu kadar satti tabikide interaktif oyun oynayabilme ve oyunlarinin unisex yani sadece spor ve kan oyunlari ile erkeklere ulaşmasi değilde interaktif oyunlarin avantaji ile iki cinse birden ulaşmasidir bence.
Not:Ps3 hackleme çalişmalari sürüyormuş hatta bir iki stabil chip piyasa çikmiş söylentileri geziniyor.neyse bu yazida bu kadar.
Saygilar Sevgiler
7 Nisan 2008 Pazartesi
147 ülkenin bira fiyatlari
Görünce bu siteyi szie tanitmak istedim entrasan bir site yapmiş adamlar.Sitemizin ismi price of a pint.
Site ne işe yariyor kisaca bişeyler yapayim.Site 147 ülkenin bira fiyatlarini listeleyen bir site.Hatta şehirlere göre.
Türkiye'den İstanbul İzmir Ankara Marmaris var listede. Fiyatlandirmayida amerikan dolari,avro,Kanada dolari,avustralya dolari olarak yapiyor. Ya burada fiyatlar pahali deyip diğer ülkeleri merak eden arkadaşalara refarans bir site merak eden baksin.
Linki bir daha verelim burada
Saygilar Sevgiler.
Ra ra rasputin lover of the Russian Queen !!
1869 yılında rusya'da dünyaya gelen rasputin toprak sahibi olan çiftçi bir anne babanın çocuğuydu. çocukluk yılları ile ilgili bilinenler oldukça sınırlı olsa da özellikle gençlik yıllarında ülkenin birçok ünlü din bilginiyle birlikte çeşitli konferanslara katılarak adından söz ettirmeye başladı hatta insanüstü olarak kabul edilen diyalog ve iletişim yeteneği ile ülkenin önde gelen din bilginlerini dahi kendine hayran bırakmayı ve etkilemeyi başardı.
Yıllar geçtikçe rasputin ve ermişliği ile ilgili çeşitli dedikodularla rusya çalkalanıyordu. Tam bu dedikoduların üstüne rus çarının çocuğunun doktorların iyileşmesi mucize olarak kabul ettiği ''hemofili'' hastalığına yakalanması rasputinin rus sarayına adım atması yolundaki ilk ve en önemli adım olmuştu. hakkında ermiş dedikodularını duyan çar ve çariçe ümitsiz bir şekilde son çare olarak rasputinden yardım istemeye karar verdiler ve rasputin saraya davet edildi.. Derken bu gün dahi nasıl olduğu çözülememiş ve anlaşılamamış yöntemlerle rasputin küçük çocuğun iç kanamasını bir anda durdurmuş, iyileştirmiş ve bu yeteneği ile artık saray içinde de büyük bir şöhrete,üne ve ağırlığa sahip olmuştu
Saray içersindeki bu yeteneği ve ondan doğan şöhretini kullanarak yıllarca ülkeyi çariçeyi maşa olarak kullanarak yönetti. Hatta çariçe ile hakkında aşk dedikodularının ortaya atılması ve aşk mektuplarının ortaya çıkması çar dahil artık birçok hanedan mensubunu rahatsız etmiş ve bu durum en sonunda rasputin'e suikast noktasına gelmişti.
Sonunda suikast planını uygulamaya koyulan başta felix yussupov isimli bir prensin olduğu hanedan üyeleri rasputin'i sarayda verilecek bir yemeğe davet ettiler. yemeğin rasputin için hazırlanan özel menüsünde 10 insanı dahi dakikalar içersinde öldürecek güçte olan siyanürlü şarap ile kurabiyeler vardı. Nitekim rasputin bu kurabiyeleri yedikten saatler sonra dahi en ufak bir zehirlenme alameti göstermemesi yusspov'u telaşa sürüklemişti. Bunun üzerine sinirlenen felix yusuppov silahına sarılarak rasputin'in karın bölgesine iki el ateş etmişti. mermiler bir anda rasputin'i kanlar içinde yere sermişti.. bu mutlu anı diğer hanedan üyelerine haber vermek için onların yanına giden yussupov içine kuşku doğması sebebiyle tekrar rasputin'i vurduğu odaya gitmişti. ancak inanılmaz bir durum vardı rasputin gözleri açık vaziyette kendini vuran katili ile yüz yüze gelmişti.. bir söylentiye göre yaralı bir vaziyette katilinin boğazına sarılmıştı.. Bu inanılmaz durum karşısında iyice hiddetlenen hanedan mensubu silahına sarılıp bu defada rasputin'in karaciğerine doğru ateş etti.. Bu sefer rasputin hareketsiz bir şekilde yerdeydi.. Hemen sonra rasputin'in cesedi nehre atılmak üzere beyaz bir çarşafa sarılarak kendisini nehire götürecek arabaya bindirildi.. ancak o esnada mucizevi bir şey olmuştu.. beyaz çarşafa sarılı cesetten sesler ve kımıldanmalar geliyordu.. Evet rasputin hala yaşıyordu !! Bunun üzerine araçta bulunan ve ingiliz ajanı olan raynold isminteki kişi namluyu rasputin'in alnına dayayarak tetiğe bastı.. Evet artık rasputin ölmüş ve yolculuğu sonunda cesedi nehre atılmıştı..
Rasputin tarihin gördüğü en renkli kişilerden biridir. Ömrü boyunca sadece bir kaç kez yıkandığı söylensede özellikle ikna kabiliyeti ve diyalog gücü ile birçok bayanla birlikte olduğu hatta sarayda grup sex partileri verdiği söylenir. Kendisi ile çeşitli filmler beyaz perdeye uyarlanmış, boniem tarafından aynı isimde bir şarkı bestelenmiştir.
Juno
Filmin ismi yok mitolojiyle ilgiliymiş şöyleymiş böyleymiş diye yazmayacağim zaten herkes onu yazmiş.
Ben filmin anlatmaya çaliştiği şeyi anladiğim kadariyla anlatmaya çalişacağim.
Aslinda burada söylemeye çaliştiğim şey Filmin senaristi olan Diablo Cody nin hayatini bilmeden filmi seyretmeyin.Çünkü seyrederken şunlari söyleyeceksiniz ;
-Bu ne böyle çürümüş amerikan gençliği
-Mtv yapti bu çocuklari böyle
-Lan 10 tane klibi kes kopyala yapiştir yapmişlar film diye vermişler
-Ya kizda tam salak artiz artiz konuşuyor ama tipsiz çocuğun tekiyle işi pişiriyor.
Normaldir bunlari söylemeniz çünkü bende film oscara falan aday olunca ne alaksi var dedim bildiğin geçlik komedisi ne işi var burada.
Ama Diablo Cody nin striptiz barlarda çalişip sonrasinda bir arkadaşinin teşvikiyle bu işe girdiğini duyunca filmi gerçekten film olduğu için izlemeye karar verdim.
Neyse şimdi filmin aslinda söylemek istediği şeyi anlatayim biraz. Filmin tek derdi şu yaşiniz kaç olursa olsun bilginiz ne kadar olursa olsun bazi şeyleri yaşamadan öğrenemezsiniz.
Juno yaşindan büyük laflar ediyor yaşindan büyük işlere kalkişiyor gerektiğinde sistemi eleştiriyor ama içinde bulunduğu durum yaptiği bu işlere taban tabana zit bir durum.Hayat zarlari her zaman elinde tutan taraftir.
Birde ufak bir şey daha var filmin içinde sevgi kaç yaşinda nasil olursan ol sevdiğin zaman bu seni sirtina alir taşir senin olmayan bir bebeği bile sevmeye ikna eder.
Neyse biraz uzattim filmi seyrederken sakin ön yargili olmayin oturun seyredin.Ben bu filmden o kadar bişey beklemiyordum ama gerçekten bazi şeylere bakiş açimi değiştirdi.Filmin tamamini suratimda kocaman bir tebessümle izledim.
Ufak bir not filmin sonunda ki şarkiyi kesinlikle dinleyin.Filmin kisa özeti gibi.
Saygilar Sevgiler
5 Nisan 2008 Cumartesi
Amerikali Araştirmacinin Entrasan Araştirmasi
Amerikali araştirmaci abimiz yanlizlari saysini(single) belirlemek için entrasan bir araştirma yapmiş.
Araştimayi sayisal olarak birakmamiş bir tek bir harita yapmiş.Şu şehirde şu kadar yanliz adam şu şehirde bu kadar yanliz kadin var diye göstermiş.
Evet asil bu harita Türkiyenin göç sorununa çözüm olabilcak bir harita olabilir.Göçün yönünü değiştirebiliriz belki ya da daha farkli bir şonuçla karşilaşabiliriz.
Amerikaya göçmek isteyen arkadaşlar için yardimci olabilecek bir harita olduğunu düşünüyorum.Erkekler Amerikada kalma hayallerini daha uzun bir şekilde sürebilecekse haritadan da anlaşilacaği gibi memphis ve new york civarlarina göçüp en bilinen "green card" alma yöntemi üzerine yoğunlaşabilirler.
Bu araştirmayi yapan Richard Florida abimizin ülkemiz içinde böyle bir araştirma yapmasini diliyoruz ve bu yazininda sonun geliyoruz.
Richard Florida resmi sitesi
Saygilar Sevgiler
4 Nisan 2008 Cuma
Pop Punk Prensesi "Avril Lavigne"
Avril büyüdü ve gayet kadinsi pozlar vermeye başaldi dergiler örnek olarak bu resimlere bakabilirsiniz:D
1984 kanada doğumlu Punk rock şarkicisi olan bu ablamiz Sum 41 in solisti olan arkadaşla evlenmiştir geçen senelerde.
Şarkicilik haricinde bir iki sinema filminede ucundanada olsa girmiştir.mesela over the hedge filminde seslendirme yapmiştir.
3 adet bulunan albumu bulunan ve bunlar içinden mtv gençliği içinde gayet popüler olan hitler bulunmaktadir.mesela son albumde ki Girlfriend özellikel o kadar çok çaldiki güzelliğine bile tahmüllümüz kalmamişti avrilin.
Buradaki resimlerim Arena dergisine yapilmiş olan çalişmadan örneklerdir.
Şarkici dedim ama müzisyen ve söz yazari olduğunuda belirteyim.
Saygilar Sevgiler.
Çakmaktaşlarin arabasi gerçek oldu ve artik trafikte.
Bu araçin resmilerini görmüştüm ama videosuna rastlayinca bu yaziyi yazasim geldi.
Araç ile ilgili bilgiler verilmiş mesela maksimum hizi saatte 15 km imiş.
Motor yok
Vites yok
Taban yok
Sinyal yok Yazinin orjinalindeki tarifi aktardim :)
Bu araç trafiğe çikmiş ve bir çevirmeye denk gelmiş.Neyse kalanini videodan izleyebilirsiniz.
Saygilar Sevgiler
Mp3 ten 1000 kat daha sikiştirilmiş dosya formati !!!
University of Rochester's Eastman School of Music (ingilizcesini yazdim kasitli olarak saygi niyetine) Bu üniversite araştimacilarinin bu konuda çalişmasi entrasan aslinda bu konuda konuşalabilirdi aslinda neyse.
Araştimacilar mp3 ile karşilaştirildiğinda 1000 kat daha çok sıkıştırılmış bir format ürettiklerini açikladilar.
Araştirmacilar klarnet sesi ile ilgili bir deney yapmişlar bunuda üniversitenin resmi sitesine koymuşlar.Ama şunu eklemeyi unutmamişlar hala "mükemmel" değil peki ya mükemmel olunca ne olacak sanirim ses kalitesinin doruğuna ulaşilacak.Neyse ben bunu fazla uzatmayayim mp3 ile arasinda farki siz kendiniz göresiniz diye linkte burada
Saygilar Sevgiler
Bir sevda masalı Winning Eleven
Herşey zamanın pahalı şimdiki zamanın ise fakir ama gururlu konsolu playstation 1'e futboldan zerre kadar anlamayan, dünya kupalarına asya kontenjanından girip averaj takımı olmaktan sıyrılamayan japonların(2002 öncesi için) yeni bir futbol oyunu yapmasıyla ortaya başladı. Fifa'nın ortalığı kasıp kavurduğu, rüzgar gibi geçtiği yıllarda japon yapımı bir oyun playstation gibi kısıtlı grafikleri olan bir konsolda grafiklerden ödün vermesine karşın mükemmel oynanabilirliğinin etkisiyle adını yavaş yavaş oyunseverlere duyurmaya başlıyor ve fifa'nın tahtını zangır zangır sallıyordu evet japonlar futboldan anlıyordu.. Bu japon yapımı harika oyunun adı winning eleven'dı.
Oyun zaman geçtikçe o kadar sevilmişti ki artık arkadaş gurupları arasında leblebi çekirdek gibi elden ele dolaşan playstation konsolunun eşliğinde kolalar ve cipslerle birlikte winning turnuvaları, ateri salonlarında playstation'a göre konfigire edilmiş winning makineleri bu yorumları doğrular nitelikteydi.
Seneler ilerledikçe winning serisi fifa ile arasını gitgide kapamaya(bana göre daha playstation1'de kapatmıştı ama o zamanlar sıklıkla tartışılan bir mevzuydu) başladığı gibi playstation 2 konsolunun çıkmasıyla birlikte bir elektronik arts efsanesinin liderliğine taraflı tarafsız herkesin gözünde kesinlikle son vermişti. Artık hepimiz capon sipikerin '' şuuttoooo '' sesleri arasında davids'in şutları ile, david beckham'ın paslarıyla ve ronaldo'nun hızıyla konsollarımızda coşuyorduk.. Hatta sırf bu oyun için ben dahil birçok oyun hastası bu efsane olma yolunda emin adımlarla ilerleyen bu oyun için playstation 2 alır olmuştu..
Yıllar yılları kovaladıkça winning her ne kadar gelişme olanağı kısıtlı olan playstation 2'ye hapsolsa da hatta bilgisayar dünyasına yayılmayı o sıralar hazır görmese de yapılan ufak değişiklikler ve çıkarılan çeşitli patchler ile fifa'yı sollayıp gönüllerimiz feth etmeye devam edip hayran üstüne hayran kazanma misyonunu mükemmel şekilde sürdürüyordu. Tabi fifa'da winning ile mücadele etmek için aşama katetmeye çalıştı belki müziklerde olsun grafiklerde olsun bazı serilerinde winning'i geçti ama hiçbir zaman winning ve pes serisinde varolan oynanabilirlikteki o asaleti yakalayamadı..
ilerleyen yıllar konaminin bilgisayar platformuna da merhaba dediği yıllar oldu ve ilk defa bir pes serisini bilgisayar platformuna aktarıldı. Bu elektronik artsın bilgisayar kullanıcılarınında yavaş yavaş konami'ye kayması ve fifa'nın en köklü hayranlanlarının dahi pes'e geçmesine yeterli bir nedendi ve öyle de oldu.. Artık birçok internet cafe bilgisayarını optimal olarak pes'i çalıştıracak şekilde konfigirasyon ediyor ve playstation cafelerle birlikte internet cafelerde dolup taşıyordu..
2007'ye gelinmesi ile birlikte artık playstation2'ye sığmayan ve konsol oyuncularını grafiksel olarak tatmin etmediğinin farkına varan konami yapımcıları pes 2008 serisini playstation 3'e de çıkaracağını duyurdu. Ve oyun hiç şüphe yok ki yapım konsol dünyasına en iyi grafiklere sahip oyun olarak bomba gibi düştü. Oynanabilirlikten her zamanki gibi taviz vermeyen ve yenilik üstüne yenilik katan konami artık pes 2008 ile birlikte dünyanın bir numaralı futbol oyununun yapımcısı olduğunu düşmanlarını çatlata çatlata duyurmuştu
Burda pes 2008'in oyun içi özelliklerinden ve yeniliklerinden bahsedersek kendini yere atmadan, baraj sayısını arttırma azaltmaya, top sürüş ve dribbling tekniklerindeki yeniliklerden, şut sisteminin gerçekleştirilmesine ve paslardaki gerçekçiliğin arttırılmasına kadar yapılan değişiklikler ile konami pes 2008 ile yeni bir çığır açtı. Bu anlatılan özellikler playstation 3 ve bilgisayar versiyonlarında geçerli tabiki. Malesef konami artık playstation 2'den yavaş yavaş elini eteğini çekmesini oyunun yapay zekasında ufak değişiklikler yapması ve bu yeni özelliklerin büyük çoğunluğunu bu konsola kazandırmaması ile belli etti. Böylece bu büyük oyuna yeni hayranlar kazandıran, sırf oynayabilmek için harçlıklarımızı biriktirdiğimiz playstation 2 konsolunun artık resmen sonunun geldiğini acı da olsa gerçek olan haberiydi bu..Şimdi playstation 3 için hayaller kuruyoruz.. İnternette karış karış alışveriş sitelerini geziyoruz ucuz makineler arıyoruz bu muhteşem oyunu oynayabilmek için.. Ama malesef yurtdışında çok daha ucuza bulunabilecek bu konsol hala ve hala ülkemizde çok pahalı en düşük garantisiz modeli 650 ytl'den aşağa değil tabi orjinal oyunumuzu katarsak fiyat 730-740 ytl'ye fırlıyor ister istemez.. Ama biliyoruz ki biz pes hayranları er ve geç bize müthiş heyecanlar yaşatan, master liglerde dünya karmasını dahi geçicek takımlar kurduğumuz bu müthiş seriyi oynayabilmek için playstation 3'lerimize kavuşacağız büyük bir aşkla.. Taa ki playstation 4 çıkana kadar bu sevdamız bitmeyecek :)
Not: Oyun elbetteki xbox 360'da mevcut ancak taktir edersiniz müthiş özelliklere sahip olan ve ayrıca bluray gibi kapasitesi oldukça geniş bir multimedyayı destekleten playstation 3 xbox'a göre daha avantajlı tabi ister istemez maliyetli. artık xbox almak ister istemez günü kurtarmak anlamına geliyor bir gün xbox'un maksimum desteklediği dvd platformunun oyunlar için yetersiz kalacağını kim garanti edebilir ki ? Bu sebepten bu devirde playstation 3 için kesenin ağzını açmak en mantıklısı..Yakın bir zamanda ucuz playstation 3'e erişilebilecek çeşitli kaynaklardan da bahsedeceğim..
Phil Neville'in evi satilikmiş !!!
evet yine ünlü yine bir şeyleri satiyor ne oluyor bu ünlülere ?
Neville evini satiyormuş hemde gayet ciddi bir rakama 4 milyon pound.Londra da zenginlerin yaşadiği bir muhitte.tabi nerede olacak bu adamlar yillik 2 milyon pounda imza atiyorlar.
Bu haberi yazdim ama bu site iyice zenginin mali züğürtün çenesini yorar kivamina gidyor bakalim hayra yoralim ne olacak.
Bu yaziyi okuduğum sitenin birde diğer futbolcularin evleriyle ilgili haberi var onunda linki burada
Saygilar Sevgiler
Sony'den 300 gram ağırlığında video kamera
Dünyaca ünlü Japon elektronik firması olan Sony teknolojide geldiği son noktayı tasarladığı bu meyve kutusu büyüklüğünde video kamerayla bir kez daha gözler önüne serdi. Yeni ürününü bu ay içinde satışa sunacağını belirten firma aynı zamanda bu ürünün dünyanın en küçük ve en hafif yüksek çözünürlüklü video kamerası olduğunu belirtti. Japonya'da 20 Nisan'da satışa sunulacak olan makinanın 32 x 119 x 63 milimetre ebatlarında ve 300gram ağırlığındaki video kamera , 1920 x 1080 pikel çözünürlüklü ve 8gb hafıza kartına sahip bulunduğu belirtilmiş. Ayrıca kamera yüksek çözünürlüklü olarak 55 dakika video kayıt imkanıda sunuyor. Ürünün fiyatının Japonya'da 1271 dolar olması bekleniyor. Ürünün özelliklerini ve de kullanımı kolaylaştıran ufak tasarımını göz önünde bulundurursak fiyatın bu ürün için ortalama bir fiyat olduğunu söyleyebilirm. Tabi markayada dikkat çekmek lazım ne de olsa Sony.
3 Nisan 2008 Perşembe
Pornstar'dan Lamborghini
Pornstar Jenna Jameson Lamborghini Murcielago'sunu satiyormuş.Satmak içinde popüler internet üzerinden satiş sitesi E-bay i kullaniyormuş.
Acaba neden satmaktaymiş bilmiyoruz ama sanirim uygun bir fiyata verecekmiş.Bildiği üzere Jameson sektöreden elini çekmişti acaba sektöreden elini çekince yeterince kazanamamaya mi başladi?
Araba ile ilgii bilgileri buradaki linkten öğrenebilirsiniz.
Saygilar Sevgiler
Ziraat Tarım Şubesi açıp, 2500 kişiyi işe alacak
Evet yanlış okumadınız 2500 kişi. Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar bankanın 2007 faaliyetleri ve bu yılki programı hakkında bilgi vermek için düzenlediği toplantıda bu yıl tarımsal orta ve büyük boy işletmelere kredi sağlamak amacıyla yeni şubeler açacağını ve bu sayede 2500 kişiye istihdam sağlanacağını belirtti. Her ne kadar ekonomide ciddi anlamda bir kriz yaşanıyor olsada haberden de anlaşılacağı üzere bankacılık sektöründe bu sene ciddi anlamda bir personel alımı var. Üniversite mezunu olupta iş kaygısı olan arkadaşlar için özellikle yazmak istedim bu haberi. Bu tarz haberlerin daha da artması dileğiyle diyorum ve yazımı burda noktalıyorum.
Alcatel'den seksi hamle "Alcatel Playboy"
Alcatel Playboy ya da Alcatel OT-V770A ; Alcatel Türkiye ilk çiktiği gibi güçlü olamasa hatta pazardan çekilmiş olabilir bir duyumum yok.Ama dünyada değişik açilimlarla piyasa oyuncusu olmaya çalişiyor.Bu açililardan biriside Playboy temali bir telefonu piyasa sürmek oldu.
Telefon aslinda Playboy ismine yakişir özelliklere sahip değil ama tasarimi fena sayilmaz.Asil önemli olan burada playboy temesi bunun üzerinde ne kazanabilir bilmiyoruz ama Playboy kesinlikle bir ivme kazandiracaktir ürüne.
Birazda telefonun özelliklerini anlatalim.1.3 mp kamera , 10 mb dahili hafiza,sd kart desteği bir media player tam ekran video oynatabilme gibi özellikler ve ekstra 3 renk seçeneği pembe , gümüş ,altin ve resimde gördüğünüz siyah modelleri var.
Bu özellikler ve Playboy desteği ile güçlü rakipler arasinda siyrilabilecek mi?
Alcatel firmasi aslinda uydu teknolojileri konusunda hayli ileri bir seviyede ama gsm pazarinda tutunamamasi ilgi çekici bu adim onlari pazarda bir yere taşiyabilecek mi göreceğiz.
Saygilar Sevgiler
2 Nisan 2008 Çarşamba
Oyuncular İçin Youtube
İnternetten video yayinlama sitelerine her geçen gün yenileri ekleniyor.
Bu siteler çeşitli şekillerde özelleşmeye başladi.
Bu sitede oyuncular için özel bir bir site oyun trailerleri oyun içi videolari oyuncular için gameped joystick tanitim videolari konsollar yani video oyunlari ile ilgili bir çok video içeren site yeni olmasina rağmen gayet doyurucu içeriğe sahip.
Gamerstube
Saygilar Sevgiler
Türk Doktorundan ABD'de büyük başarı
ABD'de yaşayan Türk doktor Hakan Kaya kanser alnındaki başarılı çalışmalarından dolayı Biomedikal Sürekli Eğtim Merkezinde (CBCE ) görev yapmak için ülke genelinde seçilen 52 doktordan biri olduğu belirtildi. Kayanın birlikte çalışacağı diğer doktorların ise ülkenin ve dünyanın sayılı üniversitelerinden olan Stanford ve Harvard Üniversitelerin'den seçildiği belirtildi. Ayrıca nadir görülen bir kanser türü olan'' myeloma kanseri'' konusunda uzman olan Doktor Kaya'nın kök hücre nakli konusunda da önemli başarılarının olduğu belirtilmekte. CBCE adıyla geçen kurumunda ülke genelindeki doktorları ''myeloma'' nın en son ve en etkili tedavi yöntemleri konusunda eğiten saygın bir kurum olduğu söylenmekte. Umarım bilim adamlarımızın yurt dışında herhangi bir ülke değil de Türkiye'de de bu başarılara imza atmalarını sağlayacak gerekli imkanları sağayabilirz deyip yazımı burada noktalamak istiyorum.
Sigara bağımlılığına neden olan gen bulundu
Sigaradan nefret eden biri olarak bu yazıyı sizlerle paylaşmak isterim:) Bilim adamlarınca oluşturulan 3 ayrı ekip tarafından 35000 kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre sigara bağımlılığını arttıran ve sigara bırakmayı zorlaştıran gen tespit edilmiş. Ayrıca bu buluşun sigara alışkanlığının biyolojik nedenleri olduğu konusuna dair en güçlü kanıtı oluşturduğu söyleniyor. Ancak buluş sigarayı bırakma tedavisinde de oldukça önem taşıyor. Bilim adamları yaptıkları açıklamada bu gene sahip olan tiryakinin ,olmayana göre günde 2 sigara daha fazla içtiğini belirtiyorlar. Sigara içen herkes sigarayı bırakmanın zor olduğunu söyler ben bunun irade meselesi olduğunu düşünüyorum ve yazımı burda noktalıyorum.
Açik kaynak kodlu e-book reader Comical
Bilgisayardan kitap okumak başat bana saçma gelirdi ama bir gün çok istediğim bir çizgi romani araştirdim ve e-book olarak buldum.(tabi ki onun linklerini burada vermeyeceğim burasi paylaşim yapilan bir blog değildir)
İndirdikten sonra bunlari açacak bir program araştirdim bulduklarimin çoğu ya deneme sürümü yada demo versiyondu.
Sonra aslinda ilk bakmam gereken yere bakmayi unutuğum aklima geldi açik kaynak kodlu programlarin bulunduğu site linki aşağida vereceğim.
Ve bu programi buldum
*.cbr ,*.cbz , *.zip , *. rar uzantili dosyalari açabilen bu program ufak alani ve var olan bütün işletim sistemlerinde çalişabilmesi dolayisiyla tercih oldu.tabi ki ilk beni cezbeden şey açik kaynak kodu ve açik kodlu olduğu için bedava olmasiydi
Yaşasin açik kaynak kodu yaşasin !!!
Comical Download
Adindan anlaşilacaği gibi açik kaynak kodlu yazimlimlari bulabileceğiniz site
SourceForge.net
Saygilar sevgiler
1 Nisan 2008 Salı
Dünyanin en ünlü 10 çiplaklar plaji
İnternette bir sitenin düzelmesine göre dünyanin en ünlü çiplakalr plajinin listesini yapmişlar.
Kendine ve vücudunu güvenen erkekler için güzel bir tatil listesi olabilecek bu listeyi aşağida veriyorum.
1-Black's Beach, San Diego, California :Buraya gitmek hiçte kolay değil ama Türkiye den San diegoya direkt uçuş olduğunu bildirmek isterim.
2-Bondi Beach Sydney, Australia: Buraya gitmek daha da zor avustralyaya tek uçış yok artik sadece iyi şansla olurdu sydneye yolunuz düştü aklinizda bulunsun.
3-Clifton Beach Cape Town, South Africa :İşte bir uzak memleket daha bunu dünya kupasiyla denk getirip giderseniz süper olur.Testesteron dolu bir tatiliniz olur.
4-Forte Dei Marmi, Italya :Çok uzak değil atlayin uçağa 300 avro ya bilet bulabilirsiniz ve aynen çiplaklar plaji sadece iyi şanslar.
5-Ibiza İspanya :Avrupanin en hizli gece alemine hazir olun gündüzde etrafi keserek günü geçirebilirsiniz.
6-Ipanema-Copacabana Beach Brazilya:Burasi için yoruma gerek yok ...
7-Kuta Beach Bali uzakdoğunun gizemi ve tantrik seks ve çiplaklar plaji yeterli herhalde.
8-Margarita Island, Venezuela Dünya güzellerinin memleketi dikkat edip yaninizda uzanan taş hatun dünya güzeli olabilir.
9-St Tropez Fransa :Fransanin jet sosyetesinin bir numarali yazlik mekaninda bir çiplaklar plaji.Sadece düşünün.
10-St Barts Beach:Karayipler müthiş bir deniz müthiş kumsallar müthiş ...
Bir diktatörün hikayesi
Bahsedeceğimiz kişi 1971 yılında yaptığı askeri darbe ile uganda yönetimini ele geçirmiş ve 6 yıl boyunca devlet başkanlığı yapmış kanlı diktatör idi amin.
1924 yılında fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen idi amin 1946 yılında ingiltere'nin kenya'da ortaya çıkan ayaklanmaları bastırmak için oluşturduğu birliğe katılarak askeri hayatına adım attı. daha sonra ingilizlerinde büyük desteğini alarak uganda'da çeşitli askeri görevlere getirilen amin son olarak obote hükumetinin baş komutanlık görevini yürütmeye başladı. başkomutanlığı süresince adı bir çok yolsuzluğa da karışan amin 1971 yılında obote singapur ziyaretindeyken yaptığı darbe ile uganda yönetimini eline geçirdi.
Yönetimi ele geçirdiği ilk yıllarda renkli kişiliği ve sempatik tavırlarıyla halkın büyük sevgisini kazansada ilerleyen yıllarda ülkede üretimin büyük bir yükünü elinde bulunduran asyalıları sınır dışı etmesi, kendisine karşı baş kaldıranlara karşı tarihin en kanlı katliamlarını yapıp kadın, çocuk yaşlı demeden çeşitli kabilelerin kökünü kurutarak 300.000 kişiyi katletmesi, sağlık sisteminin her geçen gün kötüye gitmesine engel olamaması ve içinde birçok yahudinin bulunduğu filistinli hava korsanlarınca kaçırılan bir yolcu uçağının uganda'ya inmesine izin vermesiyle birlikte başta kendisine büyük destekler veren ingiltere ve israil'in bu desteğinin tepkiye doğru dönmesine yol açtı. kendisine defalarca suikast girişiminde bulunuldu ancak en sonunda ingilizlerin desteği ile gerçekleştirilen tanzanya saldırılarıyla ülkeyi terkederek sudi arabistan'a kaçtı ve bir dönem böylece noktalanmış oldu.
Birazda kişiliğinden bahsetmek gerekirse 4 eşi ve 22 çocuğu olan amin acımasızlığını kendisini aldatan bir eşinin kollarını ve bacaklarını kestirerek göstermiş oda yetmiyor gibi vucudunda ayaklarının olduğu kısma kolları kolların olduğu kısma ayakları diktirterek insanın aklının eremiyeceği inanılmaz işkence yöntemleri ile karısını katletmiştir. verdiği bir kokteylde ''yöresel yemeklerimiz'' diyerek insan eti içeren yemekleri başta ingiliz diplomatlar olmak üzere bir çok uluslararası diplomata yedirdiği söylenir. hakkında yamyamlık söylentileride olan amin'in kendisine ihanet ettiği gerekçesiyle öldürttüğü sağlık bakanını yediği de dolaşan şehir efsaneleri arasındadır. Ayrıca timsahlara karşıda derin bir sevgisi olan amin katlettiği birçok kişiyi gömmek ya da nehre atmak dışında timsahlara yemetmiştir. Bir diğer rivayete göre sahip olduğu aşırı ölüm korkusu ''başkaldıracaklar endişesiyle'' 300.000 kişinin katledilmesinde en önemli etendir. 2003 yılında sudi arabistan'ın cidde kentinde hayatını kaybetmiştir.
Son olarak forest whitaker'in idi amin'i canlandırdığı the last king of scotland filmi bu hikayeyi daha iyi kavramak ve anlamak isteyenler için kaçırılmayacak bir fırsattır. forest whitaker hareketleriyle hatta aksanıyla bile bir ugandalı'yı bu kadar müthiş şekilde canlandırmasının ödülünü 79. oscar töreninde en iyi erkek oyuncu ödülünü kazanarak göstermiştir.